8 Temmuz 2010 Perşembe

Bitkiler Hakkında


Bitkiler topluluk halinde yaşarlar. Bitkilerin bir bölgede oluşturdukları örtüye bitki örtüsü denir. Flora bir bölgede yetişen bütün bitki türlerinin hepsine denir. Herhangi bir bölgenin yaşam koşullarında gelişen benzer ekolojik yapı içeren bitki topluluğuna vejetasyon denir. Bunlar 4 sınıftır: Ormanlar (her zaman yeşil tropikal yağmur subtropikal orta kuşak sert yapraklı iğne yapraklı kışın yaprak dökenler muson ormanları tropikal kuru mangrov galeri bataklık) Çalılar (maki garig psödomaki) otlar (savan step çöl) tundra. Bitkilerin yetişmesini etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar; ekvatora uzaklık denizden yükseklik(rakım) arazi eğimi ışık sıcaklık nem yıllık yağış miktarı toprak içeriği canlı faktörler(insan hayvan diğer bitkiler mikroorganizmalar)'dir Bitkiler fotosentezle ekolojik dengeyi sağlamada temel rol oynadıklarından canlılar dünyasında çok önemli yere sahiptirler.







Bitkiler aleminin 350.000'e yakın türü mevcuttur. 2004 itibariyle 287.655 bitki türü tanımlanmıştır. Bunlardan 258.650'si çiçekli bitkilerden 15000'i de yosunlardan olarak tanımlanmıştır. Bitkiler genelde ototrof (özbeslek) organizmalardır ve enerjilerini güneş ışığından alırlar. Birçok bitki kloroplastları sayesinde fotosentez ile organik bileşiklerini üretir. Bitki hücreleri genellikle kareye benzer şekildedir.






Bitkiler tohumsuz bitkiler (Cryptogamae) ve tohumlu bitkiler (Spermatophyta) olmak üzere iki büyük gruba ayrılır:






Tohumsuz Bitkiler






Tohumsuz bitkilerde ilkel de birde gruptur ve sporla çoğalırlar. Bu bitkilerin çoğu kök gövde yaprak ve çiçek gibi organ farklılaşmalarını belirgin olarak göstermezler. Bitkinin tümü aynı yapıda yapraksı ya da şeritsidir ve bu yapıya "tallus" denir. Talluslu tüm bitkilere "Thallophyta" denilmektedir. Daha gelişmiş olan ve organ farklılaşmaları gösteren bitkilere ise "Kormophyta" bu tip yapıyı da "kormus" denir.






Suyosunları olarak 3500954231 gruba ayrılır(algler) karayosunları (Bryophyta) ciğerotları boynuzotları yapraklı karayosunları ve vasküler bitkileri (fosil türler ve eğreltiotları gibi) içeren takımdır.






Tohumlu bitkiler (Çiçekli Bitkiler)






Tohumlu bitkiler bulundurdukları "tohum"la tohumsuz bitkilerden ayrılırlar. Üreme ve yayılma organı olan tohum iki şekilde oluşturulabilir ve tohumlu bitkiler buna göre iki büyük bölüme ayrılır:






Açık Tohumlu Bitkiler - Gymnospermae: Tohum taslakları meyva yaprakları tarafından örtülmeden açıkta tohum meydana getiren bitkiler.






Açık tohumlu bitkileri genellikle ağaçlar ya da ağaççık formundaki odunsu bitkiler oluşturur. Genellikle herdem yeşil olup yaprakları çoğunlukla iğnemsi şekilde bu yüzden de kuraklığa dayanıklıdırlar.






Kapalı Tohumlu Bitkiler - Angiospermae: Tohum taslakları meyva yapraklarının birleşmesiyle oluşan odacık içinde kapalı olarak tohum geliştiren bitkiler.






Kapalı tohumlular açık tohumlulara göre daha gelişmişlerdir. Genellikle otsu odunsu ve çalı formunda olurlar. Çoğunun kültürü yapılır ve ekonomik önemleri vardır. Kapalı tohumlular iki çenekliler (Magnoliopsida Dicotyledoneae) ve bir çenekliler (Liliopsida Monocotyledoneae) olmak üzere 2 sınıfa ayrılır.


7 Temmuz 2010 Çarşamba

KAKTÜS hakkında


KAKTÜS

Kaktüsgiller (Cactaceae), gövdeleri etli ve yaprakları diken şeklini almış bir çiçekli bitkiler familyasıdır.



Kaktüs, cins adı olmamasına rağmen, kaktüsgiller familyasını oluşturan gövdeleri etli, yassılaşmış ve sulu olan, yaprakları diken şeklini almış bütün çiçekli bitkilere verilen ortak addır.

Genellikle çöllerde ve tropiklerde yaygınlardır. Sukkulent gövdeleri aynı zamanda özümleme görevini de yapar.


Çölde yetişen Saguaro, en büyük kaktüslerden biridir. Yetişkinleri genellikle 12 metre boya ulaşır, nadiren de 15 metreyi aşanları bulunur.


Kaktüsgillerin suya ihtiyaçları çok azdır. bolsulu ve çok yağışlı hava istemezler.


Kaktüsler çok yağış ve su istemeyen bitkilerdir. Genellikle çöllerde ve sıcak iklimlerde yetişirler. Kökleri çok uzun ve kalındır. Bu özellikleri ve yapraklarının diken şeklinde olmaları, onları diğer bitkilerden ayırır. Kaktüslerin eni ve boyu iyi beslendiği takdirde oldukça uzun ve kalındır. Bazı kaktüslerin dikenleri zehirli olabileceği gibi, her şekilde deriye battığında ince dikenleri yüzünden çok can acıtırlar ve çıkarılmaları zordur.
 

Çiçekler vazolaraa

Çiçeklerin saplarını, sapın içine hava girip su alımını engellememesi için, su dolu bir kabın içine koyunuz ve sulanan sapların uçlarını 2 cm kadar bıçak ya da makasla kesip, hemen vazoya yerleştiriniz.

* Çiçeklerin konulacağı vazoya suyu su filtresinden koymayınız. Vazoya konan çiçeğin ömrünü uzatmak için, bir litre su içerisine 1 çorba kaşığı şeker koyabilirsiniz.

* Güllerinizin saplarını kesip, vazoya yerleştirdikten sonra, mümkünse serin ve karanlık bir oda ya da buzdolabında kendilerine gelmelerini bekleyiniz.

* Eğer satın aldığınız aranjman, çiçekçiniz tarafından gözenekli ve süngerimsi, bir malzemeye(oasis) çiçekler saplanması ile yapılmış ise, çiçek saplarının dibe kadar saplanmış olmalarından emin olunuz ve aranjmana su ilave ediniz.

http://www.didisflowers.com/gallery/flowers2.jpg
* Aranjmanınızı serin ve direkt güneş ışığı olmayan ve hava cerayanına maruz kalmayan bir yere koyunuz.

* Güller susayan çiçeklerdir. Vazodaki suyun sürekli dolu olmasına dikkat ediniz.


* Eve gelen lilium'lar hafif açıldıktan sonra, içlerindeki polen kesesi kesilip çıkarılmalıdır. Bu lilium'un ömrünü uzatır. Aynı zamanda polenden leke bulaşmasını önler.

MENEKŞE HAKKINDA


Familyası: Menekşegiller (Violaceae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Yaygın, her yerde yetişir.
Yaprakları kulakçıklı ve kulakçıkları bitkinin yaprakları şeklinde, hatta daha büyük olarak gelişmiş, tek veya çok yıllık bitkiler, Çiçekler tek, çanak yaprakları arkaya kıvrık, alt taç yaprağı mahmuzludur. Familya (Violaceae) karakterlerini taşır. Dünyâ üzerinde 500 kadar türü bulunur. Türkiye’de 21 tür, yabanî olarak yetişir.
http://www.resimler.tv/data/media/244/Hercai-Menekse.jpg
Menekşe tıbbî olarak veya süs bitkisi olarak kullanılır. Memleketimizde en çok tanınan, Hercaî menekşe (Viola tricolor) ve kokulu menekşe (Viola odorata) dir.
Kokulu menekşe (V. odorata): Mart-mayıs ayları arasında, koyu mor renkli ve güzel kokulu çiçekler açan, 10-30 cm yüksekliğinde, çok yıllık otsu bir bitki. Bitkinin yaprakları uzun saplı ve kalp şeklindedir. Anadolu’da nâdir olarak bulunur. Süs bitkisi olarak yetiştirilir.
Kullanıldığı yerler: Kokulu menekşenin çiçeklerinin terletici ve balgam söktürücü etkisi vardır. Yaprakları yumuşatıcı ve idrar söktürücü kökleri ise ishal etkilidir.
Hercaî menekşe (V.tricolor): Mayıs-eylül ayları arasında, açık sarı veya mavimsi renklerde çiçekler açan, 10-30 cm boylarında, bir yıllık otsu bitkiler. Anadolu’da yabânî olarak yetiştiği gibi süs bitkisi olarak da yetiştirilir. Bitkinin çiçekli dalları idrar söktürücü bâzı deri hastalıklarında kan temizleyici olarak ve romatizmaya karşı kullanılır.

PAPATYA HAKKINDA



Familyası: Bileşikgiller (Compositae) Türkiye’de yetiştiği yerler: Hemen hemen bütün Anadolu.
Mayıs ve ağustos ayları arasında çiçek açan, 20-50 cm boyunda, güzel kokulu bir yıllık otsu bitki. Yol kenarı, boş alanlarda oldukça çok rastlanır. Yaprakları parçalı ve tüysüzdür. Çiçekler dalların ucunda küçük başçıklar (kapitulum) hâlinde bulunurlar. Başçıkların orta kısmında bulunan çiçekler tüp şeklinde ve sarı renkli hermafrodittir. Kenarlarda ise 15-20 tâne dil şeklinde, beyaz renkli dişi çiçekler bulunur.
http://www.itusozluk.com/img.php/2a6a7ba89f10da1496bbe732cba1210b9499/papatya
Kullanıldığı yerler: Çiçek durumu başları, çiçek açmadan önce toplanarak gölgede kurutulur. Bileşiminde uçucu yağlar, rezin, acı maddeler ve fenolik bileşikler bulunur. % 1’lik çay hâlinde sabahları aç karnına bir bardak içilebilir. İdrar çoğaltıcı, iştah açıcı, yatıştırıcı ve gaz söktürücü etkilere sâhiptir. Basur memelerinde ağrı kesici, tedâvi edici etkiye sâhiptir. Boyar madde olarak da kullanılır.
Alman Papatyası (Anthemis nabilis) Orta Avrupa’da yetişir ve kültürü de yapılır. Dişli çiçekleri beyazımsı renklidir. Memleketimizde 50 kadar Anthemis türü bulunmakta ve İzmir papatyası, yabânî papatya, beyaz papatya gibi isimlerle bilinmektedir.

ORKİDE HAKKINDA


http://www.resimupload.org/data/media/330/orkide.jpg


Orkide çiçekli bir bitki. Familyası: Salepgiller (Orchidaceae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’da tabiî olarak yetişmekle birlikte kültür şekilleri sera ve salonlarda yetiştirilir. Çeşitli türleri yavru vatan Kıbrıs’ın “Beş Parmak Dağları”nda da yetişmektedir.

Sera ve salonlarda yetiştirilen süs bitkisi. Tropik, subtropik, ılıman ve hatta serin iklim kuşaklarında tabiî hâlde yetişir. 20.000’den fazla tür ve varyeteye sâhiptir. Bunlar içinde 15-20 tânesi süs bitkileri olarak yetiştirilmektedir. Bilhassa Ceologyne cristata, Odontoglossum grande, Paphiopedilum insigne ve Lycaste skinneri çok kolay yetişen ve ısı istekleri fazla olmayan türlerdir.
Orkideler, sera ve salon süs bitkileri içinde çok nârin, gâyet güzel, câzip, dekoratif ve uzun müddet dayanan çiçekleriyle kıymetli bitkilerin başında yer alır. Aynı zamanda bilhassa tropik orkideler kesme çiçek olarak da özel bir renk ve fon güzelliğine sâhiptir. Tropikal orkideler genellikle epifit olarak ağaçların üzerinde yaşarlar.
Yetiştirilmesi: Genel olarak sera veya çiçek pencerelerinde, gâyet aydınlık yerlerde bulundurulmalı, sâdece sabah ve akşam güneşine mâruz bırakılmalıdır. Orkidelerin büyük bir kısmında kök ve sürgün verme, ilkbahar ve yaz aylarına rastlar. Bu devrede bitkilerin nisbî rutubetçe yüksek yerlerde bulundurulmaları gerekir. Seralarda bunu temin maksadı ile bitkilere sık sık, çok ince zerreler hâlinde, kireçsiz su püskürtülmesi uygundur. Kireç ve klor ihtivâ eden su, orkidelerde gelişmeye derhal olumsuz etki yapar.
Orkide yetiştirilecek seraların aydınlık olması, iyi ısıtılabilmeleri ve sıcaklığın oldukça sâbit tutulabilmesi gerekir. Üretilmeleri, ilkbaharda saksı değiştirme esnâsında, ayırma sûretiyle yapılır. Ayrılan bitkiler, önce 6-8 santimetrelik küçük saksılara alınır ve iyice köklenmeyi müteakip 10 santimetrelik saksılara şaşırtılırlar. Saksı değiştirme işi, iki yılda bir olmak üzere mart ve nisan ayında yapılır. İlkbaharda çiçek açan türlerde ise saksı, çiçeklenme periyodundan sonra değiştirilir. Saksı değiştirme esnâsında, harç materyalinin, dış kısımları ve bitkinin ölü kök kısımları ayıklanıp uzaklaştırılır. Orkide yetiştiriciliğinde kullanılacak toprağın iri tâneli, gevşek geçirgen bir yapıya sâhip olması gerekmektedir.
Orkideler arasında ilginç tozlaşma örneklerine rastlanır. Bir kısım orkide türü, diğer çiçekler gibi renk ve balözleriyle böcekleri cezbederek tozlaşmayı kolaylaştırırlar. Balözü için çiçeğe konan böceklerin ayaklarına bulaşan çiçek tozları, böcekler aracığılı ile diğer orkidelere taşınır.
Renkleri, şekilleri ve kokularıyla böcekleri taklit eden ilginç orkide türleri de vardır. Dış görünüşü dişi yaban arasına benzeyen bâzı türler etrâfa yaydıkları dişi arı kokusuyla erkek arıları cezbederler. Erkek arılar bu orkideleri dişi arı zannederek çiftleşmek için üzerlerine konarlar. Bu sırada patlayan polen torbalarından arının baçağına çiçek tozları bulaşır. Böcek diğer orkideye konduğu zaman bu polenler böcek tarafından çiçeğe aktarılır.
Özellikle “Ophrys” orkide cinsinin türleri, renkleri, şekilleri ve kokularıyla çevre böceklerini taklit ederler. Büyük Bahama Adalarındaki “Oncidium” cinsi orkide türleri de bölgesel böceklere benzeyerek tozlaşmayı sağlarlar. Taklit yetenekleri dolayısıyla pekçok orkide; arı orkidesi, sondajcı böcek orkidesi, örümcek orkidesi gibi isimlerle anılır.
Tabiattaki her olay gibi, orkide türlerindeki tozlaşma da tabiatta akıllara durgunluk veren bir düzenin açık bir mesajıdır. Bu düzen, bir tesâdüf olamayacağı gibi; her varlığı yoktan var eden yüce Yaratıcı’nın, her şeyi bir gâyeye göre ve belli sebepler altında yarattığını göstermektedir.

LALE HAKKINDA



Lale (''Tulipa''), Liliaceae (zambakgiller) familyasından ''Tulipa'' cinsini oluşturan güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak yetiştirilen, soğanlı, çok yıllık otsu bitki Bitki, fotosentezle beslenme, embriyon dokularının bireyin bütün yaşamı boyunca etkinliğini sürdürdüğü sınırsız büyüme özelliği, hücre çeperlerinin selülozlu ve görece sert oluşu, yer değiştirmeyi sağlayacak organların yokluğu nedeniyle yaşamını bulunduğu yere bağlı olarak sürdürme, duyu ve sinir sistemlerinin bulunmayışı gibi temel özelliklerle tanımlanan yaşam biçimi.
http://www.geyikmerkezi.com/resimarsivi/lale_resimleri.jpg
Zambakgiller (Liliaceae) Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu.
Vatanı Anadolu olan, güzel çiçekleri ile süs bitkisi olarak yetiştirilen, soğanlı, çok yıllık otsu bitkiler. Türkiye’nin çoğu yerine tabiî olarak yayılmış olan on dört türü bulunmaktadır. Soğanlarının üzerinde zarımsı bir örtü bulunur. Etli ve yeşil 2-8 yaprağı vardır. Çiçekler, saplar ucunda çoğunlukla bir, bâzan ikidir. Çiçek parçaları altılıdır. Kırmızı, sarı ve ara tonlarda renklere sâhiptir.
Vatanı Anadolu olan lâle, 16. yüzyılda ülkemizden Avrupa’ya götürülmüştür. Yurdumuzda 17. yüzyılda lâle yetiştirilmesine önem verilmiş ve 1718’den 1730’a kadar süren on iki yıllık devir, ismini bu çiçekten almıştır (Bkz. Lâle Devri). Bu devirde yetiştirilen 840 çeşit lâlenin herbirinin ayrı adı vardı. Bunlardan en çok bilinenleri ve ünlüleri; “Zibihümayun”, “Camihürşit”, “Sunnuhüda”, “Yegâne”, “Reşkielmas” ve “Ahühüftade”dir. Avrupa’ya hızla yayılan lâle, Hollanda’da on yedinci yüzyılda çok önem kazanmıştır. Geniş yayılma alanına sâhib olan, süsleme sanatında, mîmarlıkta ve çeşitli câmi, türbe ve çeşmelerin yapımında lâle motifleri kullanılmış ve işlenmiştir.
Anavatanı Tür, ortak özellikler taşıyan ve kendi aralarında döllenerek üreyebilen akraba canlıları içeren biyolojik grup.